Çay Ocağı’ndaki Dostoyevskiler

04.09.2024
129
Fatih Sultan Yılmaz
1995 yılında Trabzon'da doğdu. Türkçe Öğretmenliği bölümünden mezun oldu. 2016'da "Yalnız İşlere Bulaştım" ve 2018'de "Umut Yaratma Atölyesi" kitapları yayımlandı. Şiraze, Vesaire, Türk Edebiyatı, Kardeş Kalemler gibi dergilerde şiirleri yayımlandı. 2020 Yunus Emre şiir ödülünü aldı. 2021'de Türkoloji master eğitimini tamamladı. 2024 yılında "Abay'ın Ölümle İmtihanı" kitabı okurlarla buluştu. Hâlen Hacettepe Üniversitesi'nde eğitimine devam etmektedir.

Son dönemlerde edebiyatı tekelinde zanneden ve kendilerini “usta edebiyatçı” ilan eden bir güruh türedi. Bu güruh sözüm ona şiirin, öykünün, romanın her türlüsüne muktedir olduğuna inanan, ilahi kut almışçasına poetika fetvaları veren ve “kendi dünya görüşlerinin edebî ilah ilan ettiği” herkes kadar eli kalem tutan kişizâdelerden ibarettir. Bu kişizâdeler, gelecek kuşağın yazınını da dizayn etme yetkisini kendilerinde görmektedirler.

Her “kut almışlar meclisine” girecek yeni şairin, yazarın icazetnamesine vurulacak mühür onların elinde olmalıdır. Hiç yazmasalar dahi en güzel şiiri onlar bilirler, en arı öyküler onlarınınkine benzeyenlerdir. Kendi arkadaş çevresi haricinde satamadığı romanlarından güç alarak “roman üzerine notlar” düzerler. Bunlar bir nevi kendi taşralarının Dostoyevski’si, çay ocaklarının Rimbaund’udurlar. Hatta sinyallerinin çekebildiği uzaklığa kadar yol boyu dünyanın en büyük yazarı bile olabilirler.

Ancak kendi krallıklarında belli aralıklarla taht kavgaları vermekten tarihin olağan akışına kafa yormaya vakitleri kalmaz. Gözlerinin önünde havaya meyleden “burunlarını” da göremezler.

Oysa her genç kuşak, her yeni akım; “süregelene” tepki koyarak gelir. Alışılmışları kendi diliyle yerer, duvarları yıkar, kendisi bir duvar örer. Sinyal kapsamını “büyüdüğünde dünyayı kurtaracağına inanan bir çocuk zihniyle” evrene yayar. Sözünü insanlık adına söyler. Deneyimlerle git gide sınırlar edinen, düştüğü dünyada yonta yontula kendine bir gedik bulan yetişkin monotonluğuna ait değildir o.

Ve onu (yeniyi) eskinin yargıçları yargılayamaz. Hele hele belli dünya görüşlerinin flamaları, belli zümrelerinin bayrakları altında kendilerini hakem olarak atayanlar ancak kendi mahalli liglerinin günlük sonuçlarını ilan etmekten öteye geçemezler.

Yazı, istisnasız herkesin “öğrencisi” olduğu bir insanlık fenomenidir. Ve onun hükmünü ancak uzun insanlık hikâyesinin gözlemcisi “tarih” verebilir.

YAZARIN EKLEMİŞ OLDUĞU YAZILAR
YORUMLAR

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.